TRFORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aradığınız bütün herşey burada
 
PortalliAnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İşte İnsan Beynindeki 'Bilinmeyen' 9 Sır

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rockymümin
Admin
Admin
Rockymümin


Mesaj Sayısı : 475
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 03/07/07

İşte İnsan Beynindeki 'Bilinmeyen' 9  Sır Empty
MesajKonu: İşte İnsan Beynindeki 'Bilinmeyen' 9 Sır   İşte İnsan Beynindeki 'Bilinmeyen' 9  Sır Icon_minitimePaz Eyl. 09, 2007 2:07 pm

İşte İnsan Beynindeki 'Bilinmeyen' 9  Sır 33570



Ser verir sır vermez: BEYİN

Kafamızda taşıdığımız 1 kilo 350
gramlık koca bir labirent. Her gün tepemizde ve bizi o yönetiyor. Bazen
duygusal, bazen sinirli; kimi zaman manik, kimi zaman depresif. En
güzel duyguların da, şeytani emellerin de planlayıcısı o... Sırlarla
dolu, kapalı ve karanlık bir kutu gibidir beynimiz. İşte beynin
çözülemeyen 9 sırrı!


1. Bilgi nöronlarda nasıl kodlanıyor?

Beynin en karışık işlemlerinden bir
tanesi, bilginin kodlanması. Bu süreçte beyindeki nöronlar, yani sinir
hücreleri, zarlarının dışında elektrik akımı oluşturuyor. Bu elektrik
akımları, ‘akson’ adı verilen uzantılara ulaşarak, onlar vasıtasıyla
gerekli olan kimyasal sinyallerin açığa çıkmasını sağlıyor. Bu akımlar
sayesinde dünyayla, çevremizde olup bitenle ilgili bilgiler beynimize
aktarılıyor. “Ne görüyorum?”, “Aç mıyım?”, “Hangi sokağa sapayım?” gibi
sorulara yanıt işte böyle bulunuyor. Bilim adamları, beyindeki
bilgilerin tek tek hücrelerin içinde biriktirilmediğini tahmin
ediyorlar. Bu bilgilerin ‘hücre grupları’ tarafından depolandığı
düşünülüyor. Ancak hangi nöronların, hangi hücre gruplarına ait
oldukları henüz bilinmiyor. Şu anki teknoloji ise binlerce nöronu aynı
anda ölçecek kapasitede değil. Tek bir nöronun bağlantılarını bile şu
an elimizde olan teknolojilerle görüntülemek imkânsız. Tek bir nöronun,
yaklaşık 10 bin nörondan bilgi ve sinyal aldığını biliyor muydunuz?
Beynin içindeki elektrik akımı sayesinde ise sinyal alışverişi çok
hızlı olabiliyor. Bilim adamlarına göre, sinir sistemleri arasındaki
bilgi aktarımının tek yolu, bu elektrik akımları değil. Bu nedenle,
‘bilgi taşıyan’ başka hücreler keşfetmeye yönelik araştırmalarını
sürdürüyorlar. Burada, ‘glial hücreler’ üzerinde duruluyor.


2. Anılar beyinde nasıl saklanıyor ve nasıl tekrar hatırlanıyor?

Bir kişinin ismi gibi, yeni bir şey
öğrendiğinizde beynin yapısında birtakım fiziksel değişiklikler meydana
geliyor. Ancak bu değişikliklerin hâlâ ne tür değişiklikler olduğunu,
nerelerde meydana geldiğini, bilginin nasıl depolandığını ya da yıllar
sonra tekrar hatırlanarak tekrar nasıl gündeme getirildiğini
anlayamıyoruz. Beyinde çeşit çeşit hatıralar var. Ancak beyin, ‘kısa
dönem anılarla’ (yeni öğrenilen bir telefon numarasını hatırlamak
gibi), ‘uzun dönem anıları’ (geçen yıl doğum gününüzde yaptıklarınız
gibi) birbirinden bir şekilde ayırıyor. Bilim adamları ‘öğrenme’ ve
‘hafızada tutma’ şeklinin değişik beyin şekillerine bağlı olduğunu
düşünüyorlar. Beyin travması ya da beynin zarar görmesi ise bu
yetenekleri bozabiliyor.



3. Beyin, geleceği nasıl öngörüyor?

Çoğu zaman gelecekle ilgili birtakım
planlarımız ve öngörülerimiz olur. Geleceğin nasıl şekilleneceğini
düşünürüz. Beynimizde, gelecekle ilgili bir şekil vardır. Ancak beynin
bu ‘gelecek simülasyonunu’ nasıl yaptığı henüz anlaşılmış değil. Beyin,
dünyayla ilgili öngörülerde nasıl bulunabiliyor? Bilim adamları hâlâ
bunun yanıtını arıyor.


4. ‘Duygu’ ne demek?

Beyin, sadece bilgi biriktiren bir
organ değil; aynı zamanda duygu, motivasyon, korku ve umutları
barındıran bir organ. Bütün bunlar bilinçaltında olan şeyler aslında...
Örneğin beynin duygularla ilgili bölümü sinirli yüzlere, o yüzleri
görmeden de tepki verebiliyor. Kültürler arasında da temel duyguların
dışa vurulması, aslında birbirine benziyor. Hatta Darwin’in de
gözlemlediği gibi, temel duyguların ifade edilmesi bütün memelilerde
benzer. Bilim adamları, insanların fiziksel tepkilerinin sürüngenlerin
ve kuşların tepkilerine çok ciddi bir şekilde benzediğine dikkat
çekiyorlar. Özellikle de korku, öfke ve anne-baba sevgisini hepsi
benzer bir şekilde gösteriyor. Duyguların beyinde nasıl işlediği
üzerinde bilim adamları hâlâ çalışıyorlar. Duygulara aslında bir çeşit
hesaplama ya da ‘ölçüm’ şekli gözüyle bakılabilir. Yani duygular,
aslında hızlı bir eylemi harekete geçiren bir ‘durum tespit özetidir’.
Nöro-bilimcilerin en önemli hedeflerinden biri ise duygu ve düşünce
durumunda ortaya çıkan bozuklukları anlamak. Mesela depresyon...
Depresyon, çağımızın en önemli, en yaygın duygu bozuklukları arasında
yer alıyor. Şiddet ile dürtüsel saldırı ya da öfkenin de duyguların
doğru bir şekilde kontrol edilememesinden kaynaklandığı düşünülüyor.



5. Zekâ nedir?

Zekâ farklı şekillerde karşımıza
çıkıyor. Ancak ‘biyolojik’ açıdan zekânın ne anlama geldiği henüz
bilinmiyor. Milyarlarca nöron, bilgiyi ‘harekete geçirmek’ için nasıl
birlikte çalışıyor? Gereksiz bilgi beyinden nasıl siliniyor? İki kavram
‘birbirine uyunca’ ve böylece bir soruna çözüm bulduğunuzda, beyinde
neler oluyor? Zeki insanlar bilgiyi beyinlerinde ‘hatırlaması kolay’,
ayrı bir bölgede mi muhafaza ediyorlar? Beyin fonksiyonlarının temel
işleyişiyle ve nöronlar arasındaki bağlantılarla ilgili, bilim
adamlarının elinde hâlâ çok az bilgi var. Ancak zekânın, beynin tek bir
alanıyla değil, pek çok bölgesiyle ilgili olduğu üzerinde duruluyor.
İnsan beyninin diğer canlılardan farkı hâlâ araştırılıyor.


6. Beyin, ‘zamanı’ nasıl algılıyor?

Alkışladığınızda ya da parmağınızı
‘şıklattığınızda’ sesi mi daha önce duyarsınız, hareketi mi daha önce
görürsünüz? Her ne kadar duyma yeteneği, görme yeteneğinden daha hızlı
çalışsa da, parmakların görüntüsüyle, çıkarılan ses aynı anda
gerçekleşiyormuş hissi doğuyor. Yani beyin pek çok olayın aynı anda
gerçekleştiği ‘hissi’ yaratarak aslında bizi ‘kandırıyor’. Beynin
zamanla ‘oynadığını’ aslında çok kolay anlayabilirsiniz. Aynanın
karşısında sol gözünüze bakın. Daha sonra bakışınızı sağ gözünüze
kaydırın. Gözlerinizi diğer tarafa çevirmek bir zaman alıyor elbette.
Ancak siz gözlerinizin hareket ettiğini görmüyorsunuz. Gözlerinizi
kırpıştırdığınızda da aslında gözleriniz çok kısa süreliğine de olsa
karanlıkta kalıyor. Ancak bu karanlığı da görmüyorsunuz.



7. Nasıl uyuyor ve rüya görüyoruz?

Zamanımızın üçte birini uyuyarak
geçiriyoruz. Bebekler ise zamanlarının üçte ikisini uykuda geçiriyor.
Araştırmalara göre, az uyumak sinir sisteminde bozukluğa yol açıyor.
Araştırmalar, 10 gün uyumayan farelerin, 10’uncu günün sonunda
öldüklerini ortaya koyuyor. Canlılar uyuduklarında beynin bir bölümü de
uyuyor, ama uykunun mekanizması, işleyişi hâlâ bilinmiyor. Uykuda
nöronların aşırı derecede hareket halinde oldukları biliniyor. Ayrıca
önemli bir sorunu çözmeden önce uyumanın, o sorunu çözebilmek açısından
yararlı olduğu da düşünülüyor. Düzenli uykunun, öğrenme kapasitesini de
artırdığı söyleniyor. Özetle, uyku sayesinde beyin bir şekilde gerekli
bilgileri depoluyor, gereksizleri ise ekarte edebiliyor.


8. Beynin ayrı ayrı olan sistemleri, birbirleriyle nasıl bütünleşiyor?

Gözle bakıldığında, aslında beynin
her bölgesi aynı görünüyor. Ancak aktivitelerini, işlevlerini
ölçtüğümüzde, her nöron bölgesinde farklı bilgilerin kayıtlı olduğunu
görüyoruz. Örneğin görme yeteneğini ilgilendiren bölgenin içindeki
alanlarda hareketler, yüzler, köşeler ve renklerle ilgili çeşit çeşit
bilgiler bulunuyor. Yetişkin bir insanın beynini, çeşitli ülkelerin
bulunduğu bir dünya haritasına benzetebiliriz. Beynin içinde koku,
açlık, acı, hedef koyma, sıcaklık, öngörü ve daha pek çok şeyle ilgili
‘beyin ağları’ var. Farklı işlevlerine rağmen bu sistemler
birbirleriyle bir şekilde bütünleşerek çok iyi bir işbirliğine
giriyorlar. Bunun nasıl gerçekleştiğine dair ise bilim adamlarının
hiçbir fikri yok. Ayrıca beynin, sistemlerini nasıl bu kadar hızlı bir
şekilde koordine ettiği de henüz anlaşılmış değil


9. ‘Bilinç’ nedir?

İlk öpücüğünüzü düşünün. Bu,
hafızanızdan hiç çıkmaz. Peki bu hafıza, bu deneyimi yaşamadan, bu
deneyimin bilincinde olmadan önce neredeydi? Modern bilimde, ‘bilinç’
çözülememiş olan en önemli sırlardan biri. Bilinç, tek bir fenomen
değil. Peki ne? Bilinç, beyindeki hangi sistemlerle ilgili? Bilim
adamlarının bu konuda da hiçbir fikri yok... Şimdiye kadar yapılan
araştırmalara göre, bilinç konusunda, büyük bir ihtimalle yine bir grup
aktif nöron iletişim içinde. Bilincin altında yatan mekanizmanın
moleküllerle ya da hücrelerle ilgili olabileceği üzerinde de duruluyor.
Belki de mekanizma, bu sistemlerin etkileşimleriyle oluşuyor. Bilim
adamları bu sıralar bilincin, beynin hangi bölgeleriyle ilgili olduğunu
araştırıyorlar. Bunu keşfettikten sonra, bu bölgelerin neden
birbirleriyle iletişime geçtikleri araştırılacak. Ve beyin hakkında son
bir dip not daha...


Bilgisayara karşı beyin

Beyindeki elektrik akımlarının
hızının, bilgisayarlardaki sinyal hızından 100 milyon kat daha fazla
olduğunu biliyor muydunuz? Bir insan, arkadaşını hemen tanırken, bir
bilgisayarın bir yüzü tanıması genellikle çok zor oluyor. Beynin pek
çok işlemi aynı anda yaptığını söyleyen bilim adamları, beynin bütün
bölgelerinden gelen bilgilerin tek bir bölgede birleşmediğini, ancak bu
farklı bölgelerin kendi aralarında güzel bir ‘işbirliğine’ girdiklerini
ve bir ağ, yani ‘network’ oluşturduklarını belirtiyorlar. Bizim de
dünyaya olan bakış açımız işte bu karmaşık network sayesinde oluşuyor.


Öte yandan bilim adamları, insanların
fiziksel tepkilerinin, sürüngenlerin ve kuşların tepkilerine çok ciddi
şekilde benzediğine dikkat çekiyorlar. Bizi onlardan ayıran farklarsa,
beynimizin karanlık dehlizlerinde gizli.


Tempo Dergisi - Bade Gürleyen
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://trforum.allgoo.net
 
İşte İnsan Beynindeki 'Bilinmeyen' 9 Sır
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TRFORUM :: HABERLER-
Buraya geçin: